Sirenler sustu, foklar konuşuyor!
Yüzyıllar önce, bir kuşun bedenine ve bir kadının başına sahip
Sirenler'in büyülü müziğiyle aklı başından giden gemiciler,
yollarını şaşırıp kendilerini Siren kayalarında bulmuşlar. Eşsiz
güzellikteki Siren kayalıkları, koruma altındaki fok balıkları,
antik kalıntıları, tapınakları, çok sayıda kuş türü ve taze
balıklarıyla, biz de bu hafta kendimizi Foça'da bulduk!..
|
Mitolojide
kuş vücutlu, kadın başlı ve yaptıkları büyülü müziğin güzelliğiyle
ünlü yaratıklar olan Sirenler'in burada yaşadığı ve gemicilere
yollarını şaşırtıp, bu kayalıklara çarpmalarına neden olduklarına
inanılırmış. 12 Ion kentinden biri olan Foça'da yaşayanlar,
M.Ö. 6. yüzyılda Fransa'nın güneyinde Marsilya kentini kurmuşlar.
Tarihi, mimari dokusu, damak zevkine düşkün olanları mutlu kılan
lezzetleri, tertemiz havası ve renkli sokakları ile her mevsim
ziyaret edilebilecek özellikte. Güvenli, küçük, şirin aynı zamanda
da balıkçılık ve turizmin odak noktası, tam bir huzur sığınağı...Foça,
Eylül ve Ekim aylarında bir başka güzellik kazanıyor. Ege denizi
üzerinden gelip sahile vuran ılık ve deniz kokulu rüzgâra karışan
ızgara balık ve rakı kokusu, restoranları karşı konulmaz çekim
alanına dönüştürürken; gün batımında yeri göğü kırmızıya boyayan
güneş ışınlarının etkisi en çok Siren kayalıklarında anlam kazanıyor.
Gezi sayfalarının takipçileri, kayalara ve yüzey şekillerine
olan tutkumu fark etmişlerdir. İlerleyen haftalarda bu konuda
hayret uyandıracak birçok yer var. Ama önce Foça ve Siren kayalıkları...Arkeolojik,
doğal ve mimari değerlerin bir bütün olarak yer aldığı Foça,
sahip olduğu değerlerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını
sağlamak amacıyla, 1990 yılında özel çevre koruma bölgesi ilan
edilmiş. 1991'de, Akdeniz Foku Türkiye Ulusal Komitesi tarafından
pilot bölge seçilmiş. Haziran 1993'ten beri proje ekibi tarafından
yapılan araştırmalarda, fokların yaşamak için Foça adalarını
seçtiği belirlenmiş. Fokların
yanı sıra bazı kuş cinsleri için de Foça adaları önemli yer
tutar hale gelmişse de, yasalar Foça ve çevresini kuşatan yazlıklara
pek mani olamamış.
65 km uzaklıktaki İzmir iline bağlı 28 ilçeden biri olan Foça,
Menemen ile Çandarlı körfezi arasında yer alıyor. Üç yönden
deniz havası alan yöre balıklarıyla da ün kazanmış. Foça önlerinde
yer alan altı ıssız ada içinde, şüphesiz görsel özelliği olanların
başında Siren kayalarının bulunduğu Orak adası geliyor. İncir
adası ise 15
dakikalık uzaklıkta İngiliz burnu karşısında Foça çıkışındaki
ilk ada ve tek antik kalıntıya sahip. Mezar, mum yerleri, su
dinlendirme süzme kanalları, mağara, Kybele kabartma ve tapınak
kalıntısı olan adada, küçük bir çamlık da bulunuyor. Diğerleri
Kartdere, Fener, Hayırsız, Metelik ada ile bazı adalar grubundan
oluşuyor. Genellikle çalılık, bodur, maki türü bitkiler ve kır
çiçekleriyle kaplı adalarda tepeli karabataklar, gümüş martı,
sumru gibi çeşitli kuş türleri yuvalanıyor. Foça'da limandan
düzenlenen ve eski Foça'yı yeni Foça'ya bağlayan yol üzerindeki
plajları, koyları gün batımıyla daha da güzelleşen adaları,
günübirlik tekne turlarına katılarak doyasıya yaşama imkanı
bulunuyor.
Dünya üzerinde toplam sayıları 350-400'ü bulan foklara, Türkiye,
Yunanistan ve kuzeybatı Afrika sahillerinde rastlanıyor. Neslinin
tükenme tehlikesi bulunan ve 12 memeli türünden biri olan foklar,
Türkiye'de Foça adalarını mesken edinmişler. Aslanburnu ile
Deveboynu burnu arasında kalan adaların 2 mil uzağına kadar
olan bölge, Akdeniz foku koruma alanı ilan edilmiş. Latince
adı "Monochus Monochus" olup,
sakinliği seven Akdeniz foklarının karaya çıkma ihtiyacı duymaları
ve yaşadıkları ortamda insanlardan rahatsız olmaları nedeniyle;
fokların görüldüğü Siren kayalıkları ve Orak adasına 100 m'den
fazla yaklaşmak yasaklanmış. Gün içinde 100-110 km yol alabilecek
kadar iyi bir yüzücü olan fokların 2 yıl öncesine kadar kışın
Foça limanı sahiline kadar geldiğine şahit olan Foçalılar, şimdi
onları turistik eşya dükkânlarında satılan fok resimli kupa,
bardak ve tişörtlerde görebiliyorlar.
Eski Foça, antik dönemde "Phokaia" adını taşıyormuş. Körfez
adalarının fok balıklarına benzemesi, bu adın alınmasına neden
olmuş. Ayrıca Arkaik dönem Phokaia sikkelerinde fok balığının
bulunması, kentin adını bu balıktan
aldığını doğrulamış. Atinalı önderlerin idaresinde gelen Phokaialılar,
Kyme halkı tarafından izin verilen yerde ilk yerleşim bölgesini
kurmuşlar. Denizcilikleri ile ünlü Phokaialılar, büyük gövdeli
yük gemileri yerine, yüksek hızlara ulaşabilen 50 kürekli tekneleri
kullanmışlar. Cenevizliler, Phokaia'yı 1275'te düğün çeyizi
olarak Bizans İmparatoru Michael Palcologue'den alıp onararak,
yanına bir dış kale inşa etmişler. Phokaia 14. yüzyıl boyunca
Türk beyliklerinden Çakabey'in, sonraları da Saruhanoğulları
Beyliği'nin yönetiminde kalmış. 1455'te Fatih Sultan Mehmet
Phokaia'yı alıp Osmanlı topraklarına katmış. Kanuni Sultan Süleyman
döneminde üs olarak kullanılan Foça, 1867'de Manisa eyaletine
bağlanmış. 1919'da kısa dönem Yunanlılar'ın işgaline maruz kalmış.
1922'de Kurtuluş Savaşı sırasında da Türk topraklarının içinde
yer almış.
|
Orak
Adası Siren Kalaylıkları başlangıcında yer alan koyda
yüzenlere, doğa ilginç yapısı ile görsel güzellikler sunuyor. |
Kaynak: http://www.sihirlitur.com/gezi/foca/yorum.html
|